Türkiye’nin Avrupa Birligi’ne entegrasyon sürecini, kimlik parametresi çerçevesinde, dogru bir biçimde anlayabilmek için Türkiye’nin ikiyüz yillik Batililasma macerasi ile Avrupa Birligi’ne üyelik süreci arasinda güçlü bir bag kurmak kaçinilmazdir. Aslinda üyelik süreci, modernlesmenin tek yolu olarak algilanan Batililasmayla gerçek bir yüzlesmeyi ifade etmektedir. Ne var ki, bu iki olgunun özdeslestirilmesi sonucu, üyelik sürecinde birtakim problemler ortaya çiktikça, Türkiye, Bati disi modernlesme modellerine yönelmeyi tartisir hâle gelmistir. Bununla birlikte, su ana kadarki Batililasma ve modernlesme çabalarinin beklenen sonuçlari vermemesinin arkasinda yatan sebeplerden biri, Avrupa kimligi ile Türk kimliginin birbirlerine zit kimlikler olarak algilanmasidir. Oysa, karsilikli iliskiler tarihsel perspektifte serinkanlilikla irdelendiginde bu iki kimligin birbirlerinin “olusturucu ötekileri” olduklari ortaya çikacaktir. Elinizdeki kitap, Türkiye’nin modernlesme süreci ile Avrupa’nin ortak kimlik olusturma çabalarinin tarihçesinden yola çikarak, Türkiye’nin Avrupa Birligi’ne entegrasyon sürecinin her iki taraf açisindan da ortaya çikmasi muhtemel sonuçlari üzerinde saptamalarda buiunma amacini tasimaktadir.