İlk kitabım “Kürdilihicazkâr Metinler” 7 Kasım 1997’de çıktı. Benim için heyecan vericiydi. Sonuçta yazılarım o tarihlerde Radikal ve Yeni Yüzyıl gibi dönemin muhalif kesim açısından itibarlı gazetelerinde yayınlanıyordu da! Kitap başka bir şeydi. Kitabın yayınının üzerinden tam 22 gün geçmişti, 29 Kasım günü yayıncı aramış ve kitabın baskısının tükendiğini ifade etmişti (kitap bin adet basılmıştı). Sormuştum yayıncıya “Çok iyi, yeni baskıyı ne zaman yaparsınız?” Yayıncı biraz düşünmüş ve yanıtlamıştı: “Bilemiyorum, siz yeni bir yazarsınız. Kitabınızın 600’ü Diyarbakır’da satıldı. Yeni baskı satar mı? Emin değilim…” Doğrusu bu konuşmamızdan sonra sözler de, kitabın yeni basım serüveni de kalakaldı. Ben de yayıncıyı bir daha aramamıştım. Sonuçta niyeti olsa basardı diye düşünmüştüm. Arada kimi arkadaşlarla yeni basımı konuştuk. Ama öncelikler işin içine girince hep ertelendi. Geçtiğimiz yıl İzmir Kitap Fuarı’nda söyleşi sonrası imzaya bir okurum bütün kitaplarımla geldi. Kitapların arasında KürdiliHicazkâr Metinler’i de görünce sordum. “Hiç sorma abi! Bütün kitaplarınız bende olsun istedim. Bu kitabınız yoktu ve bulamıyordum. En son bir sahafta izine rastladım. Tam 80 lira ödeyip aldım!” İşin doğrusu okur, ilgi duyduğu yazarının yazım serüvenini merak eder, bilirim. Bu sebeple 22 günde baskısı tükenmiş kitabın 22. yılında yeniden elden geçirilmiş ve çeşitli eklerle belki de yeni bir kitap gibi okurla buluşmasının hoş olacağını düşündüm. Bir detayı da yazmadan geçmeyeyim! Adı KürdiliHicazkâr olunca kimileri musiki üzerine bir kitap sandı. Öyle değildi tabii, okununca anlaşıldı ki Kürd’e dairdi yazılanların hepi topu. Tabii ki “Kürdilihicazkâr” yine kitabın içinde! Ama “MuhayyerKürdi” ile yeni eklenmiş metinlerle yoldaş olmuş hâliyle…