Hadım – Selahattin Bulut
12 Eylül darbesi ve Diyarbakır Cezaevi… Türkiye’nin siyasi tarihinde bir travmanın, sistematik işkencenin ve insanlık dışı uygulamaların sembolü. Genellikle rakamlarla, istatistiklerle anılır bu karanlık dönem. Ancak Selahattin Bulut, Hadım adlı romanında bu soyut anlatımı reddediyor; işkenceyi bir bireyin gözünden, etiyle, kanıyla, zihniyle yaşanmış bir gerçekliğe dönüştürüyor.
Roman, adını bir erkeğin fiziksel olarak hadım edilmesinden alıyor; ancak bu bireysel travma, aynı zamanda bir halkın, bir kültürün sistematik olarak susturulmasının ve yok edilmesinin alegorisi olarak karşımıza çıkıyor. Bulut, işkencenin insan üzerindeki kalıcı izlerini, sadece fiziksel değil, ruhsal bir çöküş ve onarımı imkânsız bir yıkım olarak gözler önüne seriyor.
Bu kitap, ne bir ajitasyon metni ne de kuru bir hatırat. Aksine, yaşananların edebi bir derinlikle ve içsel bir tanıklıkla kurgulandığı sarsıcı bir anlatı. “Sayılardan ve istatistiklerden çok, insanın gerçekliğinden konuşmanın zamanı” diyerek, okuru bu insan gerçekliğinin tam ortasına çağırıyor.
Yazar Hakkında:
Selahattin Bulut, 1954’te Mardin’in Derik ilçesinde doğdu. Öğretmenlik yaptıktan sonra siyasi nedenlerle tutuklandı ve 8 yıl boyunca Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde kaldı. Cezaevi deneyimi, edebi diline de derin izler bıraktı. İstanbul’da Medya Kitabevi’ni kurarak kültürel ve edebi üretimini sürdürdü. Bihuşta Lal (Dilsiz Cennet) adlı Kürtçe hikâye kitabı ile tanınan Bulut’un yapıtları Arapçaya da çevrilmiştir.
Hadım, yalnızca bir dönemin tanıklığı değil, aynı zamanda insan ruhunun karanlıkla mücadelesine tutulmuş çarpıcı bir aynadır. Herkesin mutlaka okuması gereken, vicdanı ve hafızayı diri tutan güçlü bir roman.