“Ben o kadınım ki iffet mülkünde seçilmişlerin en üstüyüm. Bu devrin kadınlarından kimse benim eşdeğerim değildir. Başörtümüzün altında taca lâyık bir başımız var Ama neyleyim ki felek böyle hâkir kılmıştır beni. Bugün Süleyman’ın mülkünden (mülküne malik olmaktan) âr duyarım. Çünkü ifett mülkü bizim mührümüzün (kudretimizin) altındadır. Kadınlar camiasından hamd ve şükürler olsun Allah’a (Bütün kadınlar içinde) “Yeryüzünün övüncüyüm” demek yakışır bana. Cemşid’in ve Key’in tacından ve tahtından hâyâ ederim, ancak Velâyetin kapısının en değersiz hâdimiyim ben.”Kuzeybatı İran’da kurulmuş olan ve uzun yıllar siyasî varlık gösteren Erdelan Kürt Mirliği’nin ortaya koyduğu ve detayları elinizdeki çalışmada teferruatlı olarak anlatılmış olan siyasi, sosyal ve kültürel tecrübe özellikle tarih yazıcılığı alanında kendini göstermiş, bu tecrübe Erdelan Mirliği tarihinin yazılması adına büyük bir birikimin vücuda gelmesiyle sonuçlanmıştır. Erdelan miri Hüsrev Han-ı Nâkam’ın eşi olan ve bu vesileyle mirliğin tarihine “içerden birisi” olarak bakabilme fırsatı yakalayan Mahşeref Hanım’ın eseri bahsi geçen birikimin en somut göstergelerinden biridir.