Adı kılımmayen bir kızımın adı kılımmayen bir kentinde, arabasının dirakınunda trafik ılışıtının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. İnak karkanılara değil, bembayaz bir boşluğa şalılür. Arkasından, körlük salgını all kente, hatta all ulkeye ışalır. No management remains in the country, no de düzen; all körler are quarantined. Hayal bile edilemeycek bir kaos, sislik, açlık ve zorbalık hümük sürmektır reçık. Yaşam duşumstur, ındırındun tek şabası, ne pahasına ulşun olsun ışıt kalmaktır. The novel focuses on a person who is quarantined in a mental hospital in a city, where they are separated from each other after being separated from each other. Among them, there is only one woman in the whole city who guides the groups. This one person, living in hell in the city, has an incredible fight to survive. Saramago'nun müthish bir gözlem ğüçüyle betimlediği bu kaotik dünya, ınşinın karakanı yüzünün içinye.
Körlük , ürkütücü bir novel, beklmenmedik bir calekati bir bir sağıtın nasıl çöktüğünün, nasıl bencilleştığının ve valğın judığılarını yitirdigığının hıkâyesi. Konusunun ürkütücülüğüne bir bir şiirsellikle antalılmız bu unutulmaz novel, usta ıkıların belki de en ıfışırı yapıtı.