Bu kitabı okurken Van Gölünün kıyısındaki köylerinde kendi hallerinde hayatlarını sürdüren bir Türk ailesinin seferberlik ilan edilmeden önceki ve sonraki yaşantıları ile Birinci Cihan Harbine girmemizle birlikte neler yaşadıklarına şahit olacaksınız.
Yüzyıllarca Türklerin devletine Millet-i Sadıka denilerek hizmet etmiş bir milletin, Türklere nasıl düşman edildiğini, isyana nasıl hazırlandığını okuduğunuzda ise hayretler içerisinde kalacaksınız. Türklerin sahip oldukları toprakları ele geçirmek amacında olanlara maşa olduklarını anlayamadan, denizden denize devlet kurma hayalleri kullanılarak kukla haline getirilenlerin akla hayale gelmeyen yaptıklarını okuyacaksınız.
Bu kitapta, ondokuzuncu yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanan bazı tarihi olaylar roman kurgusu içerisinde anlatılmıştır. Van’daki ikinci Ermeni İsyanında yaşananların anlatıldığı sayfaları çevirirken belki gözleriniz dolacak, belki derin bir sızı kaplayacak kalbinizi, belki de öfkeleneceksiniz. Ama şuna emin olun ki okuyacaklarınız, oralarda yaşananların çok cüzi bir kısmıdır. Okumayı bitirdiğinizde ise Ermeni Tehcirinin neden yapıldığını, aslında soyu kırılanların Türkler olduğunu tam manasıyla anlamış olacaksınız…