Vedat Çetin, 1961 Diyarbakır doğumlu. 1994-2000 yılları arasında IHD Diyarbakır Şube Yöneticiliği, GYK Üyeliği, Doğu ve Güneydoğu Bölge Temsilciliği, İnsan Hakları Bülteni Yazı İşleri Müdürlüğü; 1999-2004 döneminde Bağlar/Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği görevlerin yanında, Büyükşehir Belediyesi kültür ve sanat çalışmalarını üstlendi, festival organizatörlüğü görevlerinde bulundu. 1996 1999 yılları arasın da Ülkede Gündem ve Özgür Bakış gazetelerinde köşe yazarlığını sürdürdü. 1999 Ocak ayında “Yakılan / Boşaltılan Köyler ve Göç” adlı derleme kitabı yayımlandı, kitap toplatıldı. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı, aynı yıl içerisinde beraat etti. Diyarbakır’ı ve Ahmed Arif’i içeren “Bir Şair Bir Şehir” adlı tek kişilik oyun metnine imza attı. Rast Tiyatro tarafından sahnelenen oyun aynı yıl (Ekim 2002) Hollanda’nın bütün kentlerinde, Almanya’nın Köln ve Berlin kentlerinde; Kasım ayında ise Türkiye’nin belli başlı kentlerinde sahnelendi. Kısa öykülerden oluşan “Yorgun ve Uzak” adlı kitabıyla Bölge’de olağanüstü yaşamı, savaşın insanlarda yarattığı tahribatı anlatıyor. Geçmişten günümüze hayatımızın trajik olaylarını, iç kapayıcı, bungun anları, yaşanamayan hayatları, aşkları; ölümle yaşamın iç içe görüntüsünü; savaşın etkisini, yorgunluğunu, barışı, uzaklığını yazdı… Yorgun ve Uzak hiç geçmeyen geçmişimiz.
Duvar dibine dizildiğimizde gözlerim seni arıyordu. Çaprazımda duvara yaslanmıştın. Çevreyi gözledim, hemen yanına gelip iliştim. Arkadaşlığımızı da orada perçinlemiştik. Fıkralar anlattık birbirimize, -senin için yazdığımı belirtmeden- son şiirimi okudum. Okulu konuştuk, hayatlarımızı mıncıkladık. Spor salonunda bulunanların gözlerinin üzerimizde olduğunu fark edince toparlanmış, terbiyemizi takınmıştık! Toplumsal değer yargılanı ile geleneklerimiz aşka geçit vermez, bilirsin. Sonra seninle aynı anda askıya alınırdık. Bildiğimiz rutin işlemlerden sonra ifade tutanağına okul kantininde başlayıp eylem alanında süren, gözaltında perçinlenen aşkımızın öyküsünü itiraf ederdik. Bu düşümü sorgudan çıktıktan sonra sana anlattığımda nasıl da gülmüş, göz göze gelip el ele tutuşmuştuk.