Modern Rus edebiyatının en çok okunan ve ödüllü yazarlarından biri olan Lyudmila Ulitskaya, kaleme aldığı eserlerinde dini ve etnik hoşgörüye, Sovyet kültüründeki aydın sorununa, kadınların toplumdaki yeni cinsiyet rollerini nasıl şekillendirdiğine ve gündelik hayata değinen biri. Yeşil Otağ ise 1950’lerde Moskova’da tanışan üç karakterin, kahramanları sansürlenmiş ya da sürgüne gönderilmişken yetişkinliğe nasıl adım attıklarını anlatıyor.
Aynı okula giden İlya, Miha ve Sanya gördükleri zorbalık yüzünden yakınlaşan üç arkadaştır. Okul günleri boyunca, öğretmenleri Viktor Yulyeviç Şengeli’nin onlara aşıladığı edebiyat sevgisiyle Moskova’yı gezer, hayatın tüm keyif ve zorluklarını birlikte deneyimlerler. Fakat mezuniyet sonrasında herkes kendi yolundan ilerler. Yine de sanat ve edebiyat sevgileri ile muhalif duruşları üçünü de baskıcı bir rejimi yenmeye çalışma konusunda birleştirecektir.
Yeşil Otağ, Stalin sonrası yaşama panoramik bir bakış atarken, KGB tarafından tanımlanan bir toplumda kişisel bütünlük olanaklarını irdeliyor. Dostoyevski, Tolstoy ve Pasternak’ın geleneğinden ilerleyen, karanlık zamanlarda ışığın görüldüğü, siyaset, aşk ve inançla dolu bir eser.
“Rusya’nın yaşayan en önemli yazarı.” —GARY SHTEYNGART
“Farklı düşünen Ruslar için ahlaki otoritenin sesi ve Rusya’nın en ünlü yazarlarından biri… [Yeşil Otağ] Zorlayıcı ve bağımlılık yaratan bir kitap.” —MASHA GESSEN