Bu kitap artik sonuna geldigimiz “dünyacalasma” ya da “küresellesme” olgusunun haber verdigi yeni ekonomik ve siyasi döneme vurgu yapmaktadir.Tarih ve siyaset yeni bir sürece girmistir. Her seye kâdir sayilan piyasalar geri çekilmeye baslamis, güçsüz kabul edilen devletler sahneye geri dönmüstür. Bu yeni dönem dünyacalasma ya da küresellesme degil, yerel(sel)lesmeyi ifade etmektedir.II. Dünya Savasi’ndan sonra alistigimiz “küresel” düzen ya da “dünyacalasma” evreni oldukça çeliskili süreçleri içermistir.Ancak “dünyacalasmanin” büyük bir kriz esliginde “sona erdigi” bir gerçektir. Küresellesme ya da dünyacalasma denilen ama askerî çatismalarin tersine, geldigi yolda hiç iz birakmadan yayilan “tatli ticaret” efsanesi hiç “ugurlu” degildi. Dünyalasmanin sonu, dram ve sefâletleri de beraberinde getirebilir. Küllenmis korkular yeniden canlaniyor.Bugünden kendini belli eden yol söyle: Içeride ve disarida savaslar artacak, öyle ki bu savaslar, finansal küresellesmede oldugu kadar metalasan küresellesme konularinda da gereginden fazla ileri gidilmesinin neden oldugu felâketten de daha beter olacak. Ya “dünyacalasmanin sonu” savas zamanlarina geri dönüsün habercisiyse? Ya Libya, Arap Yarimadasi, Irak, Suriye’de devam ettirilen savaslar Bati’ya da yayilacak bir savasin habercisiyse?Bu kitap “küresel” düzen ya da “dünyacalasma” olgusunun asil yapisi hakkinda bazi gerçekleri yeniden ortaya koymak arzusundadir.Dünyacalasma biriciktir, önemi inkâr edilemez dinî ve kültürel boyutlari da kapsar. Ancak bu kitapta sadece iki yön, metalasmis olan küresellesme ile finansal küresellesme süreçleri, Çin-Rusya-ABD etkenleri, emek süreçleri ve Avrupa Birligi’nin (avro para birimi ve avro bölgesinin) gelecegi çerçevesinde incelenmektedir.