“Benim kusagim politikayla ilgilenmeye 1960’li yillarda basladi. Bati dünyasi ile sosyalist ülkeler arasindaki Soguk Savasin ve nükleer savas tehlikesinin en keskin oldugu, Türkiye’de demokrasinin bir gelip bir gittigi yillardi.Ne televizyon vardi, ne AVM ne de ATM’ler. Bilgisayar ve internet hayal bile edilmiyordu. Evinize telefon baglanmasi için birkaç yil, pasaport alabilmek için aylarca beklerdiniz. Döviz bulundurmak, yabanci sigara içmek suçtu. Zenginlik az yoksulluk çoktu.Bizlere dünya hep öyle gidecek, sol ve sosyalizm yükselmeye devam edecek gibi görünüyordu.Ne var ki 1980’lerle birlikte dünyada ve Türkiye’de büyük degisimler yasanmaya basladi. Önce sosyalizmin sonu geldi. 2000’lerde de mevcut haliyle kapitalizm sürdürülemez oldu. Simdilerde insanlik tarihinin neredeyse son 500 yilini kapsayan Bati merkezli modernizm çaginin sonunu yasiyoruz. Daha birkaç on yil sürecek gibi görünen bu çag dönüsümünün ötesinde, bir ihtimal, yeni küresel bir uygarliga yönelme perspektifi parliyor.Bütün bu degisim süreci boyunca birçoklari gibi ben de bizim dünyaya, yasama, sola, sosyalizme ve marksizme iliskin görüslerimizi gözden geçirmeye basladim. Türkiye’yi dogru okumayi ögrenmeye, dünyayi anlamak ve degistirmek sorunsali üzerine yeniden düsünmeye çalistim ve çalisiyorum.Bu kitapta okura son yirmi yil içinde yazdigim bazi yazilardan ve yaptigim bazi konusmalardan bir derleme sunuyorum. Bunlarin hepsi de ülkemizin ve dünyanin yasamakta oldugu bu derin degisim sürecinin degisik yönlerini anlamaya ve anlamlandirmaya, yeni bir anlati gelistirmeye katki denemeleridir.”Zülfü DicleliInce Kapak: