Ölüm nasıl ki yaşadığımız hayatın yadsınamaz gerçekliklerindense, kayıp duygusu yaşamak ve yas tutmak da, hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. Doğmak nasıl hayatın normaliyse, ölmek de bir o kadar hayatın normalidir. Ölümle gelen üzüntüyü ve kederi hissetmek, yas ve iyileşme sürecinin doğal bir parçasıdır. Aslında her insan yaşamı boyunca çok çeşitli ayrılık ve yitirme temalı kayıpların yasını tutar. Ölüm bu kayıpların en önemlilerinden biridir. Bu kitabın da asıl odağı ölümle gelen kayıp ve yas konusudur.
Ölümle ilgili psikolojik süreci, kaybı yaşayan kişi içsel olarak başlangıçta kabul etmez. Ölen kişinin aslında yaşadığını ve ölmediğini iç dünyasında tekrar tekrar “haykırır”. Ancak diğer yandan da dış dünyada, taziyeye gelen insanlar eylem ve söylemleriyle ölen kişinin, öldüğü gerçeğini sürekli olarak hatırlatır. Bu durum aslında kayıp yakını için bir tür karşıt “haykırıştır”. Çok yoğun kötü duygular yaşayan kayıp yakınının, ölümü kabul etmeyen iç dünyası ile ölüm gerçeğini dile getiren dış dünya arasında bir uzlaşmaya ihtiyacı vardır. Üzülmek, kederlenmek, ağlamak ve acı hissetmek gibi yaşanan birçok duygu sayesinde yavaş yavaş bu uzlaşma sağlanır.
“Elinizdeki kitabın yazarı ruhsal kimliğin inşasındaki Temel İnşa Malzemleri’nin nasıl iç dünyamızı şekillendirdiğini bütün detayları ile açığa koymaktadır. “
Tahir Özakkaş MD. PhD.