Onu gördüm ve yaz geldi. Sanki kapi çalinip çocukluk arkadasiniz yillar sonra tekrar çikagelmis gibi…Unuttugunuz bir aniyi bulmak gibi…Çok eskide kalmis, yillar sonra yeniden duydugunuz anda geçmis bir zamani size tasiyan bir sarki gibi… Dag yollarinda kaybolduktan sonra birdenbire, bir dönemeçte denizle karsilasmak gibi…Yaz… bitmesini hiç istemedigim essiz anlar ve hiçbir seyin, hiç kimsenin sonsuza dek benimle kalmayacagini anladigim ayriliklar mevsimi…Ilk kitabiyla edebiyatimiza benzersiz bir giris yapan ve yillar yili insan yüreginin, özlemin, askin, geçmisi gelecege baglayan o narin baglarin izini süren Kürsat Basar, 11 yil aradan sonra kaleme aldigi yeni romani Yaz’la okurlariyla bulusuyor. Yakin tarihimizin kritik bir döneminde dünyaya gelen, birbiri ardina yasadigi kayiplara ragmen hayata tutunan bir gencin büyüme serüvenini, yüzlesmelerini ve bir yaz mevsimi yasadigi sarsici aski, arka plana hizla yitip giden Istanbul’u yerlestirerek anlatiyor. Bir karsilasmayla degisen hayatin, küçük bir rastlantiyla uyanan arzularin, birdenbire gittiginiz yolu degistiriveren olaylarin ve her sartta, her yerde insana devam etme, hatta yeniden, yeniden baslama gücü veren o ele gelmez sirrin pesine takilarak…