Çevrenin varoluşsal yazgının sınırlarını oluşturduğu düşüncesi göreceli gerçeklik algısı oluştursa da Tanrı-Evren-İnsan dinamik ilişkisinden bakıldığında makrokozmos (evren) – mikrokozmos (insan) şeyleri içeren kitaba benzeyen ezelî ulûhiyetin nüshalarıdır. Kâinat bir kitaptır, kitap da kâinattır. İnsan-ı kâmil her iki kâinatın tabiatına katılmaktadır. Evrensel zuhur, Allah’ın ayetlerinin açılımıdır. “Mevcudat Allah’ın kelimeleridir”. Kelimeler harflerden oluşur. Harfler sadece soyut gösterge değildir, diğer varlıklar gibidir; peygamberleri, hukuku, derece farkları vardır. İnsanlar gibi ilâhî hitaba muhatap-sorumludurlar. Dili üretme tecrübesini gözlemek, dünyanın yaratılışına dair fikir verebilir. Evren-insan birbirlerinin kopyalarıdır. İnsan her şeyi kapsayan bir kelime, evrenin suretidir, içinde makrokozmosun anlamlarının toplandığı soylu özettir.
Mütekâmil varlık, potansiyelinin sınırsız atılımına zorunludur. Değerlerin köklü dönüşümünün eşiğinde, yeni dönemin açılımında gün geçtikçe daha çok insanın farkına vardığı, tanımaya gönüllü olduğu insanın sırrı, farkındalık, varlığın özü, bilginin kaynağı, ruhsal deneyimler, bilincin yapısı-katmanları konularıyla devâsa soruya -kim olduğumuza, sınırlarımıza- yönlendirecektir. Sonsuz yaşama katılan kâmil insana dönüşme nihâi hedeftir. Hakikatimize uyanma, bilincimizi yükseltme yalnızca bireysel benlerimiz için değil, insanlığa kaçınılmaz sorumluluğumuzdur.
Elinizdeki kitap mevcut sorunsalı felsefe, psikoloji, mitoloji, mistisizm, bütüncül tıp, kadim bilgelik -özellikle tasavvuf- alanlarında irdeleyen, çözümleri pratiğe dönüştüren kapsamlı çaba, araştırma, uygulamanın ürünüdür. Teorik bilgilerin önemi yanında hedeflenen, yolları önceden yürüyüp cevapları yol işaretleri olarak sunmuş kişilerin tuttukları ışıkla bulunacaktır. Âlemin gönüllerde sırlanmışlığı gibi, sorular da gizil cevaplardır.