İsmail Fenni Ertuğrul bu eseri yazma sebebini şu şekilde açıklıyor: “Ulemâ-yı kirâmımızdan bir zümrenin vahdet-i vücûda kâil olanlar ve bilhassa Muhyiddin-i Arabî hazretlerine karşı bir hiss-i nefret ve husumetle mütehassis olduklarını gördüm. Bunun esbabını anlamak için içlerinden bazılarıyla mübahasede bulundum. Bunların vahdet-i vücûd meselesini lâyıkıyla tedkik etmediklerine ve bunu vücûdiyye (panteizm) mezheb-i felsefisinden ibaret bildiklerine yakîn hâsıl ettim…”
Bu tespit ve düşünceyle yazdığı eserinin bölümlerini vahdet-i vücûdun aslını ve hakikatini açıklamaya, bu düşüncenin dayandığı delillere, panteizm ile vahdet-i vücûd arasındaki farklara, vahdet-i vücûda yapılan itirazlar ve bunların cevaplanmasına ayırıyor. Yapılan itirazlara cevap verirken kullandığı kaynakların başında Kur’ân-ı Kerîm ve Hadis-i Şerifler geliyor. Tasavvufî şahsiyetlerin eserleri ve Batılı düşünürlerin yorumları da kullandığı kaynaklar arasında. Bu açıdan kitap zengin bir literatür sunuyor.
Vahdet-i vücûd düşüncesini her yönüyle anlamak için kapsamlı bir kaynak olan bu eser, Mustafa Kara’nın eski harflerden aktarımı ve çalışmasıyla okura sunulmaktadır.