Gerçekten de “Ulus nedir?” Ulus, kötü niyetli bir hayal gücünün eşsiz bir örneği midir? Yoksa tanrı vergisi, kutsal bir varlık mıdır? Ulusun özgürlük ve eşitliğin çağdaş bir güvencesi olduğunu söyleyenler haklı olamaz mı? Yoksa ulus, toplumsal yaşamın doğal bir gereği olarak ortaya çıkan kusursuz bir ortak yaşama, harika bir toplumsal örgütlenme biçimi midir?
“Tarih boyunca akıttığı kanı; önyargıları, ırkçılığı, yabancı düşmanlığını, halklar ve kültürler arası hoşgörü eksikliğini beslemeye nasıl katkıda bulunduğunu; otoriterizme, totalitarizme, sömürgeciliğe, etnik ve dini soykırımlara nasıl fırsatlar verdiği göz önünde bulundurulunca, ulus, bana kötü niyetli bir hayal gücünün eşsiz bir örneği gibi görünüyor,”
Marie Vargas Llosa
“Ulus; insan ırkının, özellikleri Tanrı tarafından doğuştan verilmiş doğal bir bölünmesidir”
Schleiermacher
“Ulus; bir kutsallık ifadesidir, bir ulus doğal bir bitki, bir aile gibidir, yalnızca daha fazla dalı vardır.”
Herder
“Ulusun temel ilke ve erekliliği tüm yönetilenlerin devlete katılımıdır (..,) Çağdaş ulusu yadsımak, sonsuz eşitlik sisteminin siyasete aktarımını reddetmek demektir.”
Rayrnond Aron