Biliyor musunuz; Türkiye’de orman ekosistemleri ve ormancilikla ilgili ögretim yalnizca orman fakültelerinde yapiliyor. Örnegin, orman ekosistemleri ve ormancilik üniversitelerin hukuk, iktisat ve siyasal bilgiler; dahasi, ziraat, çevre, sehir planlama mühendisligi, güzel sanatlar vb fakülte ve bölümlerinde “seçmeli ders” olarak bile görülmüyor. Büyük bir olasilikla, sasiracak ve; “-Öyle olmasi gerekmiyor mu?” sorusu akliniza gelecektir. Evet, gerekmiyor; gerekmiyor çünkü orman ekosistemleri yalnizca ekolojik önemi olan dogal varliklar, ormancilik da yalnizca teknik bir ugrasi alani degildir: “Orman” sayilan yerler, dolayisiyla da ormancilik düzeni ülkemizde toplumsal, ekonomik ve siyasal degisme ve gelismelerden etkilenmis, bu degisme ve gelismeleri etkilemistir. Ancak bu etkilesim ülkemizde çok az sayidaki ormanci çalisan disinda tartisma gündemlerine gerektigince girememistir. Öyle ki, orman ekosistemlerine yönelik duyarliligin yayginlasmasina karsin bu tutum günümüzde de degismemistir. Oysa orman ekosistemleri ve ormancilik ile toplumsal, ekonomik ve siyasal degisme ve gelismeler arasindaki etkilesimin de her düzlemde tartisilmasi gerekiyor. Türkiye Ormancilik Tarihi’nde bir yandan bu geregin çesitli boyutlari sergilenmeye bir yandan da Cumhuriyet tarihinin pek de “okunmayan” sayfalarinin açilmasina çalisiyor. Kim bilir, bakarsiniz, bu sayfalarda daha önce gözlerden kaçmis olgularin ayirtina varilabilir ve Cumhuriyet tarihine yeni sayfalarin eklenmesine de bir katkisi olabilir.