Giovanni Maria Angiolello, Eğriboz Adası’nın II. Mehmed’in hedeflerinden biri haline gelmesinden korkan Venedik ordusuna, kardeşi ile birlikte gönüllü olarak katılır. Ancak Eğriboz kuşatması sırasında ikisi de Türklere esir düşer. Kardeşi Francesco idam edilir, Angiolello ise Sultan Fatih’in savaş esirlerinden biri olmak şartıyla hayatta kalmayı başarır.
Daha sonra İstanbul’a getirilir ve ardından II. Mehmed’in oğlu Şehzade Mustafa’nın sarayında hizmete verilir. Şehzade Mustafa’ya, Uzun Hasan ve Akkoyunlular ile yaptığı savaşlarda eşlik eder. Bu sırada Türk dilini çok iyi derecede öğrenir. Mustafa’nın 1474 yılındaki ölümünden sonra tekrar İstanbul’a getirilir ve sarayda Sultan Fatih’in hizmetine girer. Doğuştan sahip olduğu kabiliyetleri sayesinde kısa sürede Sultan’ın güvendiği kişilerden biri olur; Osmanlı Devleti içinde defterdarlık gibi üst düzey bir göreve getirilir. Fatih’in vefat ettiği yıl II. Bayezid’in hizmetine girse de İstanbul’dan kaçmaya karar verir ve doğduğu şehir olan Vicenza’ya geri döner. Bazı tarihçiler Angiolello’nun daha sonra Anadolu’ya tekrar döndüğünü savunsa da Vicenza’da öldüğü varsayımı daha kuvvetlidir.
Birçok belgede Historia Turchesca yani Türk Tarihi eserinin yazarı olarak anılan Angiolello, Osmanlı Devleti’nde yaşadığı zamanlarda imparatorlukla ilgili çok değerli notlar yazmıştır. 10 yıldan fazla İstanbul’da kalan yazar, şehrin Osmanlıların eline geçmesinden sonraki durumunu anlatan ilk yabancıdır. Fatih dönemine ait bir eserde bizzat görgü tanığı olan birinin sarayın iç yüzünü, taht kavgalarını, kanlı savaşları, devlet teşkilatını ve ordu sistemini anlatması ise bu konudaki araştırmalar için Angiolello’nun tarihini vazgeçilmez kılar.