Ölüm; evrensel ve her insan için kaçınılmaz bir olaydır ve ailenin de karşılaştığı en zor yaşam olaylarından bir tanesidir. Ölüm geride kalanlara kayıp sürecini yaşatmakta, ailenin organizasyonunda, işleyişinde ve ilişkilerinde kısa ve uzun vadeli değişikler yaratmaktadır. Kaybın olağan dışı veya travmatik olması da bu durumu ve süreci
daha da zorlaştırmaktadır. Travmatik yas sorunu yaşayan bireyler ve aileler travmatik kayıpla beraber birçok şeyini (yaşam koşullarını, oturduğu evini, işini, sağlığını, hatta ekonomik seviyesini) kaybetmektedir. Bütün bu kayıplar neticesinde bireylerin ve ailelerin günlük işlevsellikleri ciddi anlamda bozulmaktadır. Psikoloji literatüründe travmatik yas sorununu ele alan çeşitli yaklaşımlar (davranışçı terapi, dinamik terapi, kısa süreli dinamik terapi, bilişsel davranışçı terapi, grup terapileri, kişiler arası terapi, aile terapisi vb.) ve bu yaklaşımların modelleri bulunmaktadır. Bu modellerin çoğunda travmatik yas sorunu bireysel yöntemlerle ve patoloji bağlamında ele alınmaktadır. Ancak 21. yüzyıldan sonra travmatik yas sorunu da dahil olmak üzere birçok psikolojik sorun, “Pozitif Psikoloji”nin önerdiği çözüm odaklı yöntemlerle ve ailenin dayanıklı ve güçlü yanlarına odaklanılarak ele alınmış ve yöntemlerin bu konudaki etkililiği kanıtlanmıştır. Travmatik yas sorunu karşısında ailelerin dayanıklı ve güçlü yanlarını fark etmeleri ise bu konuda ailelere verilecek olan bilimsel eğitim programları ile mümkün olabilmektedir. Ülkemizde bu tür programların eksikliği yoğun bir şekilde hissedilmektedir. Bu kitapta sunulan programda travmatik yas sorunu aile dayanıklılığı kapsamında bilimsel olarak ele alınmaktadır. Ailenizin zorluklar karşısında dayanıklı olabilmesi temennisi ile…