Tom Sawyer’ın Serüvenleri’ne “Sen de Oku” dokunuşu…
Amerikan edebiyatının dev kalemlerinden Mark Twain’in unutulmaz eseri Tom Sawyer’ın Serüvenleri, Mehmet Atilla’nın duru anlatımıyla, herkes okuyabilsin diye yeniden kitapseverlerle buluşuyor.
Uzun ve titiz bir çalışmanın meyvesi olarak, usta bir yazarın ellerinde tekrar hayat bulan bu eşsiz yapıt; orijinal hikâyesine sadık kalan özgün metniyle, hâlihazırda raflarda yer alan pek çok uyarlamadan farklılaşıyor.
Gerçek yaşamdan beslenen güçlü kurgusuyla yıllara meydan okuyan Tom Sawyer’ın Serüvenleri, geçmişle gelecek arasında edebiyat köprüleri kuran “SEN de OKU Klasikler” koleksiyonundaki yerini alıyor.
Öksüz bir çocuk olan Tom Sawyer, teyzesi ve üvey kardeşi ile yaşamaktadır. Korkusuz davranışları ve macera tutkusu yüzünden adı her gün farklı bir haylazlığa karışan Tom, bir gece yarısı, arkadaşı Huck’la birlikte bir grup mezar soyguncusunun kendi aralarındaki çatışmasına tanık olur. Soygunculardan biri, suçu diğerinin üzerine yıkmış ve onu tutuklatmıştır. Tom, karşılaştığı bu olay yüzünden yetişkinlerin bencilliğini ve çıkarcılığını çocuk dünyasındaki değer yargılarına göre yorumlamaya çalışır. Ne yapıp edip suçsuz adamı kurtarmalıdır. Peki, ya kaçak adam intikam almak için peşlerine düşerse? İşi rastlantıya bırakma zamanı değildir. Tom Sawyer ve Huckleberry Finn el ele verip, gerçek suçlunun izini sürmeye karar vermiştir bile…
“Yaramazlığın kitabını” yazarak sadece çocukların değil, içindeki afacan çocuğu yaşatanların kalbinde de taht kurmayı başaran Tom Sawyer; yaklaşık bir buçuk asırdır evrensel boyutta pek değişmeyen “örnek çocuk” anlayışını tersyüz etmeyi sürdürüyor.
Edebiyat tarihinde, daktilo ile yazılan ilk roman olarak anılan Mark Twain’in bu çığır açıcı eseri, sadece bu özelliğiyle bile, yaratıldığı dönemin çok ötesinde bir başyapıt olduğu gerçeğini perçinliyor.
Mehmet Atilla’nın, kendi üslubunu katarak hayranlık uyandıran bir yorum getirdiği Tom Sawyer’ın Serüvenleri, okurlarını ergen-yetişkin dünyalarının çatışması üzerine düşündürürken; cesaretin ve erdemin ön plana çıktığı, esin verici bir olgunlaşma hikâyesi anlatıyor.
