Okulda dersleri ve arkadaşları, evde bilgisayar oyunları derken Can’ın yaşamı oldukça hareketli ve macera doludur.
Bir gün ailesi, büyükşehirden küçük bir sahil kasabasına taşınmaya karar verir. Can başta isyan etse de sonunda durumu kabullenir. Yeni düzenlerine alışana dek kendini bilgisayar oyunlarına verecek, böylece kafa dağıtacaktır ama işler pek umduğu gibi gitmez. Taşındıkları küçük kasabada, tabletindeki oyunlara bağlanması imkânsızdır. Nedenini bilmediği bağlantı sorunları nedeniyle farklı bir oyun denemek zorunda kalır. Kasabanın çeşitli yerlerinde gördüğü gizemli “OYUNA KATIL!” yazıları ve ne zaman oraya dikildiğini kimsenin bilmediği devasa “TEPEDEKİ GÖZ”, Can’ı oldukça gizemli bir şeyin içine çekmektedir…
Bilgisayar oyunlarına düşkün bir çocuğun sanal dünyanın olumsuz yanlarıyla yüzleşme hikâyesini anlatan Tepedeki Göz, okurlara oldukça hareketli ve macera dolu bir kurgu sunuyor. Dışarıdan sadece eğlence vadediyormuş gibi görünen sanal oyunların içyüzü başka olabilir mi, bir oyun evreninde olanlar gerçeğin ne kadarını karşılar, sanal bir dünyada güvenlik nasıl sağlanır gibi soruların peşine düşen kitap, hepimizi özel bilgilerimiz, kişisel verilerimiz ve bunları nasıl güvende tutabileceğimizle ilgili düşünmeye davet ediyor.