“Doğrusu size ne kadar çok şey anlatırsam aslında o kadar az anlayacaksınız. Hayattaki bazı şeyler böyledir. Kendi başınıza çözmeniz gerekir…”
Sokağımızın sonundaki boş arsada yaşayan su bufalosunu hatırlıyor musun?
Peki ya, dalgıç kıyafetiyle sokakta gezinen o adamı?
Köpeklerin gecenin bir yarısı neden havladığını biliyor musun?
Ya da kimsenin okumadığı şiirlere ne olduğunu?
Uzak ve Asla Neden Diye Sorma kitaplarından tanıdığımız Oscar ve ALMA ödüllü Avustralyalı sanatçı Shaun Tan, on beş öykünün yer aldığı Taşradan Öyküler’de gündelik yaşamın ayrıntılarını, varoluşumuzun nadide ve tuhaf yönlerini, yer yer büyülü gerçekçiliğe yaklaşan bir dil ve ince bir mizah anlayışıyla ele alıyor.
Öykülere, sanatçının muazzam düş gücüne dair ipuçları sunan, farklı tekniklerdeki çizimleri eşlik ediyor. Tan, ilk kez ressam kişiliğinin yanı sıra edebi kişiliğinden de bahsettirmeyi başarıyor.
Haritanın bittiği yerde sahiden dünyanın sona erip ermediğini keşfetmeye çalışan iki kardeşin çıktığı keşif yolculuğu, öğrenci değişim programıyla farklı bir kültüre konuk olan, uzaylıdan hallice, sevimli misafir Eric, denizden oldukça uzak bir bahçenin ortasında beliriveren dev deniz hayvanı… İnsanların arka bahçelerine devlet tarafından yerleştirilen balistik füzelerin, yine insanlar tarafından çiçek saksılarına, köpek kulübelerine ve hatta pizza fırınına dönüştürülüşü… Yabancı bir yerde yabancı olma durumu…
İçindeki meraklı çocuğu uyanık tutarak yeryüzündeki her türlü tuhaflığı kendine has bir incelikle açığa çıkaran Shaun Tan, insana ait hallere, gündelik hayata ve onun getirdiği binbir çeşit duruma odaklanıyor.
“Hayran olmaktan kendinizi alamayacaksınız… Shaun Tan’in bu eseri çocuksu bir merak ve insana ilişkin samimiyetle dolup taşıyor.”
– New York Times