Uzak, yakin ve kendi cografyamizda cereyan eden olaylardaki dramatik artis, bilisim teknolojilerinin hizli gelisimiyle dogru orantili olarak kültürlerarasi etkilesimin artmasi, demokratiklesme hareketleri, dogal afetler, çevre kirliligi, enerji savaslari, yoksulluk, mülteci sorunlari, küresel terör ve daha niceleri sosyal bilimlerin ögretimini yeniden egitimin en önemli araci hâline getirdi. Sadece tarihin degil hemen hemen bütün sosyal bilim disiplinlerinin ögrenme-ögretme sürecinde bireyin bilissel ve duyussal gelisimine katkida bulunmasi beklenen entelektüel faaliyetler olmasi gerekirken, geçmisten günümüze ilgili disiplinlerin kötüye kullanimi bireyler, gruplar, topluluklar, toplumlar ve devletler arasindaki çikar kavgalarini ve düsmanliklari körükleyen, uzlasi kültürünü yok eden ideolojik anlayislara egitimsel anlamda teorik alt yapi olusturdu. Oysa sosyal bilimlerin, disiplinlerine özgü yöntemlerle ögretimi ve bu yolla kazandirilacak demokratik ve insani degerler, egitim sistemlerinin demokratik, sorgulayan, elestirel düsünen, problem çözen, kültürlerarasi bakis açisi kazanmis bireyler yetistirmesine olumlu yönde katki saglayabilir. Hedef okuyucu kitlesi ögretmen ve ögretmen adaylari olan bu kitabin yukarida ifade edilmeye çalisilan olumlu katkiya bir nebze de olsa bilgi kaynagi olmasi umulmaktadir.