“Bir at sineği olan Sokrates -eğer bugün yaşasaydı- siyasete, adalete ve devlete ne tür eleştiriler getirirdi?” sorusunun cevapları aranan bu kitapta, siyasal düşüncenin eski Yunan temellerine doğru politik bir kazı çalışması yapılmaktadır. Bu politik kazıda karşılaşılan temel şey ise Sokrates’in erdem sineklerinin, politik öznellik, liyakat ve adalet kavramlarının altında yatıyor olmasıdır. Diğer bir ifadeyle Sokrates’in temel derdi; birey olmak, liyakat ve adalet üçgenindedir.
Atina siyasetine adalet, liyakat ve öznellik ekseninde sunduğu eleştiri, kendisine baldıran zehri olarak dönen Sokrates, literatürdeki hemen her araştırmada bir etiketle beraber anılmaktadır. Hakkında yazılan akademik metinlerde Sokrates, yaşarken kendisinin hiçbir surette kabul etmediği muhtelif düşünsel etiketler altında değerlendirilmektedir. Literatürde Sokrates’in peygamber, şarlatan ve hatta “pezevenk” olduğunu iddia edenler bile (!) bulunmaktadır. Bu etiketlerden uzak kalınarak bu kitapta Sokrates’in erdem sinekleri -eleştirel metodu- siyasal ve sosyal teori içinde konumlandırılmaya çalışılmaktadır.
Bu kitap, Sokrates’i ve Sokrates’in erdem sineklerini teorize etme girişiminden doğmuştur. Sokrates’i teorize ederken öncelikle Sokrates’e “kafa kâğıdı” verilmiş ve sonrasındaysa Sokrates’in sineklik metodu incelenmiştir. En nihayetinde Sokrates’in siyasete, adalete ve devlet mekanizmasına karşı ileri sürdüğü eleştiriler mercek altına alınmıştır. Her ne kadar reel-politik ve olgusal bir analize gidilmemiş olsa da kitabın son bölümünde Sokrates’in diyalektiğine paralel olarak alegorik anlamda politik bir analiz yapılmıştır.
“Bir at sineği olan Sokrates -eğer bugün yaşasaydı- siyasete,