Soba, Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz – Yılmaz Güney
Yılmaz Güney, Soba, Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz romanında gerçeğin rengini görmeyi, tadına bakmayı ve sesini duymayı vaat ediyor. Her fırsatta “Hırsızın hiç mi suçu yok?” diye soranlara, suçun, suçlunun ve suç psikolojisinin derinliklerini anlatıyor. Bu roman, yoksul mahallelerin, çaresiz insanların, tacizi ve uyuşturucuyu daha çocukken öğrenen bireylerin hikayesidir.
Her satırında dil işçiliğinin lezzetini alacağınız bu roman, dünün dünde kalmadığını, bakmasını bilenler için gerçeğin hep orada olduğunu fısıldıyor.
“Evet, zengin evlerini soyacaktı bir gün. Yoksul evlerinde çalınacak ne vardı ki? Hep onları soyacaktı. O zaman yakaları kürklü kalın kaputlardan giyecekti. Kalın yün kazaklar giyecekti. Altı kauçuk, ayağını ısıtacak ayakkabılar giyecekti. Boynunu sıcak tutacak uzun yün atkılara sarınacaktı. Babasına, annesine ne isterlerse alacaktı. Babasına göz alacaktı, takma bir göz. O zaman kimse anlamayacaktı babasının tek gözlü olduğunu. Bacısına da alfabedeki kız çocuklarının giyindiği renkli, güzel giysilerden alacaktı. Annesini zengin evlerine temizliğe göndermeyecek, mezarlık bakımını da bıraktıracaktı.”
Yılmaz Güney‘nin Tüm Eserlerine: Bu Linkten Ulaşabilirsiniz
Ithaki Yayınları‘nin Tüm Eserlerine:Bu Linkten Ulaşabilirsiniz