Bir düello savasa dönüsüyor, bir okul savas meydanina! “Selamlamak için çabucak kolumu kaldirdim ve aksi yöne döndüm, caddenin asagisina baktim. Mick yok olmustu. Zinn’in salak gazetesi hâlâ elimdeydi. Lanet olsun, gazeteyi koymam lazimdi yerine. Yüzümü eve döndüm. Gördügüm ilk sey Zinn’in giris kapisiydi. Gözüme ilk çarpansa, siyah boyanin dagilmamis olduguydu. Tek bir kelime vardi: SÜBYANCI. Mick sprey boyayi yanina almis, resmi savas ilanini buraya birakmisti.”Bir sinifin dar sinirlarinda uç veren tekinsiz düellonun etki alani, koridorlara, bahçeye, okulun diger köselerine ve taraflarin tüm yasamlarina dogru genisliyor. Bir ögretmen ve bir ögrenci. Ikisi de altta kalmamaya kararli. Ikisi de zafer çigliklari atmaya yeminli. Her hamlede zaaflar ortaya çikiyor, stratejiler bileniyor, siddetin dozu artiyor. Bu savasi kim kazanacak? Eger savaslarin bir kazanani varsa elbette…Çagdas Alman edebiyatinin genç yazarlarindan Luca Bloom, bu romaninda okullarin kapisindan içeri sizan siddetin sinirlarini ariyor. Zorbaligin, sözlü tacizin büründügü farkli kiliklari sert ve acitan bir dille canlandiran roman, kisisel savaslarda kaybedilenlerin kitlesel savaslardaki kadar agir olabilecegini düsündürerek okuru ürpertiyor.