Simurg’un Ahı-Birsen İnal
Simurg’un Ahı, Birsen İnal’ın ikinci şiir kitabıdır. Şair, her ne kadar kendini “şair” olarak tanımlamasa da, bu kitapta kelimelerle örülmüş derin bir iç dünya, kadim bir şehir ve kadın hafızası bizleri karşılar. Şiirlerde, İstanbul Türkçesi ile Diyarbakır şivesi iç içe geçerek bir dil zenginliği yaratır; bu da kitabı kuralların dışında bir güldesteye dönüştürür. Her dize, bazen bir resim, bazen bir ağıt, bazen bir portre olarak çıkar karşımıza — tıpkı Anka kuşunun gölgesinde şiirleşen kelimeler gibi.
İlk kitabı “İssiz Çıra” ile başlayan yazın yolculuğu, şiirin yanı sıra anı, anlatı, kültürel metin ve öykülerle devam etmiştir. Ancak “biraz soluklanmak” isteğiyle hazırlanan Simurg’un Ahı, içtenlikli dizelerle yazılmış bir durup bakış, bir içe dönüş niteliğindedir.
Kitap Üç Tematik Bölümden Oluşur:
- Kent / Diyarbekir
- Kentin Kalbi / Sur
- Yaşam Membaı / Kadın
Her bölüm, şairin iç dünyasının bir yansımasıdır. Mutluluk, özlem, acı, keder ve gözyaşı… Hepsi bu dizelerin içinde, yaşamın ta kendisi gibi yer alır. Şiirlerde, şairin rüyalarına giren eski Diyarbekir, mutlu çocukluğu, aşkla bağlı olduğu babası, yüzünü görmediği annesi, varoluş nedeni olarak gördüğü ninesi, akrabaları, eski komşuları ve çocukluk arkadaşları da yer bulur.
Sur, sadece taş bir yapı değil; bir hafıza, bir yaşam alanı, bir yok oluşun tanığı olarak çıkar karşımıza. Kitapta Sur’da sadece insanlar değil, akrepler bile yas tutar. Ve bu yası dillendiren bir cümle kalır zihinde:
“Akrepler yasta!…” – Berfin
Lîs Yayınevi’nin tüm yayınlarına ulaşmak için buraya tıklayın
Birsen İnal’ın tüm eserlerine ulaşmak için buraya tıklayın