Simurglar Kürd Kapanı
Kar ve kışta, deli rüzgârların estiği zamanlarda bir gelincik gibi köklerimize tutunup hayat bulabilir miyiz bilmiyorum, ama her koşul altında bir tomurcuk kadar direngen, hayat dolu olmalıyız galiba. Yoksa hayat çekilmez bir hal alırdı kışın kasvetiyle birlikte. Kış mevsiminin en berbat işlerinden biri gece nöbetleriydi. Soğuk, iliklerinize kadar işler, el ve ayak parmaklarınızdaki acıdan dolayı kıvranır, donma evresindeki uyku hali sizi kuşatır ne uyur ne de uyanık olursunuz. Nöbet sonrası yerinize yaklaştığınızda naylon çadırlardan etrafa yayılan ısı azıcık bir sevinç yaratsa da naylon çadırlarda sığabileceğiniz bir yer bulmak da ciddi bir sorundu. Naylon çadırda yatan herkes L şeklinde yatmak zorundaydı. Ben yıllarca sırt üstü yattığımı ya da tam olarak uyuduğumu hatırlamıyorum. Çadırlar ıslak zemin üzerinde kurulur, bu zemin naylonla kapatıldıktan sonra üzerine tek renk battaniye serilirdi. Çadırda teneke soba yansa da zemin hiçbir zaman kurumaz ve bir tarafınız sıcakken bir tarafınız hep soğuk olurdu. Sabah erken uyandığınızda mercimek çorbası varsa ne ala..