Olcay Sönmez, dogaya açilan yolculugunda bilge sarabin izinden gidiyor ve ulastigi lezzetleri bizlerle paylasiyor. Minicik bir üzüm tanesinin dogumundan baslayip, cins-cins lezzet salkimlarina uzanan macerasini, o büyülü siviya dönüsümünü, her toprakta baska bir tat, baska bir kisilige bürünerek gönlümüzü hos edisini sicacik bir dille anlatiyor. Sarabi zevkle yudumlamanin, o lezzeti tanimanin hayattan zevk almayi isteyen herkes için mümkün olabilecegini söyleyerek heyecanlandiriyor bizi. Yazar bu kitapta, insanoglunun sarabi ilk tattigi andan baslayarak çaglar boyunca Anadolu’dan alip yerkürenin türlü topraklarina yaymasini anlatiyor. Bunun yani sira uygarlik tarihi, din, kültür ve ekonomideki izlerini de gösteriyor bize. Sarabin macerasinda önce Nuh’un gemisine biniyor, Dionysos ile sarhos oluyoruz. Sonra Knidos’tan koca Roma ordusuna sarap yetistirip, Ortaçag’da binbir badire atlatiyor ve derken Istanbul meyhanelerinin kuytu köselerinde gözlerden uzak demleniyoruz. Olcay Sönmez gönül isi dedigi sarapla, dostlarina gönlünü açiyor ve kendi sarabini yapmanin sirlarini paylasiyor. Bir gün hepimizin bilge sarabin rehberliginde kendi lezzetlerimizi yaratabilecegimizi umarak