Knox, şehrin en zengin ailelerinden birine mensuptu ve bir çocuğun düşleyebileceği her şeye sahipti: son teknoloji ürünü cihazlar, son moda, birbirinden şık kıyafetler ve hepsinden önemlisi, tüm suçlarının cezasını çekecek bir vekil, yani bir proxy.

Syd ise bir vekildi ve hayatı ona ait değildi, patronu Knox için yaşıyordu. Knox bir şey kırdığında, bunun için Syd dayak yiyordu. Knox haylazlık yaptığında, bunun cezasını Syd çekiyordu. Sonunda Knox kaza yapıp bir arkadaşını öldürdüğünde, ölüm cezasına çarptırılan da Syd oldu.

Aslında Knox’un durumu da Syd’den pek farklı sayılmazdı; o da kendisini esir alınmış gibi hissediyordu. Knox ve Syd’in tahmin ettiklerinden daha fazla ortak noktaları vardı. Sonunda insanları müşteri ve vekil olarak sınıflandıran bu sistemi yenmenin tek yolunun birbirlerini korumak olduğunu fark ettiklerinde kaçmaya karar verdiler. Ne var ki Knox’un babası sıradan bir müşteri değildi ve zaten Syd de sıradan bir vekil değildi.

Knox ve Syd, gizli bir isyancı topluluğun gün yüzüne çıkmasına neden olan bu nefes kesici kovalamacanın sonunda ayakta kalabilecekler miydi?

Proxy, insan bedeninin bir bilgisayar gibi kullanılabildiği karanlık bir çağda özgürlüğü arayan iki çocuğun destansı hikâyesi.

Elinizdeki işi bırakın ve bu kitabı okumaya başlayın. Hem de hemen. Karmaşık karakterleri, çetrefilli dünyası ve aralıksız temposu sıradışı güzellikte. İlk cümlesinden, destansı bir finale kavuşan son sayfasına dek bu hikâyeye âşık oldum.”

Marie Lu, Efsane üçlemesinin yazarı

“Suç, doğuştan ayrıcalıklı olmak, kefaret ve ticaret gibi büyük meselelere ustaca dokunan, zekice kurgulanmış, sürükleyici bir bilim kurgu romanı.”