Portreler, Akif Emre’nin belli temadaki gazete ve dergi yazılarını bir araya getiriyor. Portre kelimesi genel olarak güzel sanatların çeşitli kolları için kullanılmakta ve “resim, fotoğraf, heykel ve benzeri sanat türlerinde bir kişinin yüzünün ve yüz ifadesinin betimlenmesi ile oluşturulan eser” olarak tanımlanmaktadır.
Bu eserlerin amacı, kişinin görünüşü yanında, kişiliğini ve ruh halini de yansıtmaktır. Akif Emre bu genelgeçer tanımdan farklı olarak Portreler’ini kelimelerle çizmiş. Güzel sanatlarda yüzün ve yüz ifadesinin nasıl ki sanatçının kullandığı malzemeye dayanarak betimlenmesi ya da yorumlanması söz konusuysa; Akif Emre’nin Portreler’i de bunu izlenimler, çağrışımlar, metaforlar eşliğinde kelimelerle gerçekleştirmektedir. O, insan yüzünün gerisindeki zihniyetleri, düşünme biçimlerini, tutum ve davranışları, toplumsal rolleri, kişi ve toplum bazında olayların ve kişilerin aydın, sanatçı, siyasetçi, simitçi, saat ustası… mülteci, muhacir, göçmen… zihin dünyalarındaki silik ya da derin izlerini araştırıyor, sorguluyor ama en doğru ifadeyle analiz ediyor. Onlardan aldığı izlenimleri, şahitlikleri; yaptıkları çağrışımlar ve metaforlar eşliğinde bir tablo gibi görünür hale getiriyor. Bu esere daha genel anlamda kişiler, olaylar ve olgular üzerinden hepsi birbiriyle rabıta halinde, içiçe bir siyasi, toplumsal ve kültürel tarih çalışması da diyebiliriz.
Portreler’de iki dünya saklı. Biri inandığı değerler, ait olduğu kültür ve medeniyet birikimiyle Akif Emre’nin kendi dünyası; ikincisi de kimiyle yolları kesişmiş, kimiyle aynı cemiyetin havasını teneffüs etmiş, kimini okumuş, kimine de bir süreç içerisinde şahit olmuş aydın, âlim, siyasetçi, Uygur anası, simitçi… mülteci, muhacir, göçmen… dünyaları.