Hayatımızın her alanında olan plastiğin mucize mi felaket mi olduğu yıllardır tartışılmaya devam ediyor. Bu tartışmaların bir çözüme ulaşmadığını, her yıl dünyada hiç hız kesmeden üretilen 380 milyon üzerindeki plastik ve türevlerinden anlıyoruz.
İnsanın, plastiği keşfettikten sonra zararlarını göz ardı ederek kullanması, doğanın plastiği bünyesinde eritememesi, onu yabancı olarak görmesi gibi hem insan hem doğa için bir tehdit olan plastiğin hayatımızı ve canlılığı nasıl yok ettiğini, onu bu kadar hızla yükseltip vazgeçilmez yapanın neler olduğunu merak ediyor musunuz?
İnsan, dünyayı plastik ambalajlarla kaplamaya devam ederse, gelecek için endişelenmek kaçınılmaz oluyor. Sadece anlık kullanılan ama sonrasında yüzyıllarca bizimle kalacak milyonlarca meta üretilmeye devam mı edecek? Hemen hemen her sektörde kullanılan ve girdiği her ortamda benimsenip alternatif bir çözüm üretme gereği duyulmayan plastiği bünyemizde barındırmak ne kadar doğru?
Sedat Gündoğdu, tüm bu kafa karışıklığı yaratan sorunların nedenlerini ve çözümlerini okuyucuya açıklayıcı ve sorgulayıcı bir dille aktarıyor. Bu bilgiler ışığında plastikten arınmayı dert edinerek çözümler üretmek de okuyucuya düşüyor.