Strugatski Kardeşler, varsayılan önermelerden mantıklı çıkarımlar yaparak fantastik geleneğin realistleri olduklarını gösteriyorlar.
Stanislaw Lem
Strugatski Kardeşler beni en az Orwell, Huxley ve Dick kadar etkiledi.
Jonathan Lethem
İNSAN, İSTEDİĞİNİ ELDE EDEBİLİYOR VE ELDE EDEBİLDİĞİNİ İSTİYORSA, O ZAMAN MUTLUDUR.
Arkadi ve Boris Strugatski, entelektüel açıdan kışkırtıcı, inanılmaz eğlenceli, cesur ve eleştirel kitaplarıyla “Sovyetler döneminin en büyük bilimkurgu yazarları” sıfatını hak eden yegâne ikili. Pazartesi Cumartesiden Başlar ise büyünün ve bilimin muazzam karışımıyla, Strugatski Kardeşler’in külliyatı içerisinde bile benzeri bulunmayan bir eser.
Her şey bilgisayar mühendisi Saşa Privalov’un iki otostopçuyu arabasına almasıyla başlar. Bu iki otostopçu imkânsızın sıradanlaştığı, sonsuzluğun sadece bir pazartesi gününden ibaret olduğu, mitolojik karakterlerin koridorlarında cirit attığı YOKHİÇ Enstitüsü’nde çalışmaktadır. Privalov da büyü araştırmalarının ciddi bir iş olduğu bu tuhaf dünyanın ister istemez içine çekilir.
Strugatskiler’in bilim üzerine kurguladıkları büyü akademisi, J. K. Rowling’in Hogwarts’ına, Patrick Rothfuss’un Üniversitesi’ne yıllara öncesinden gelen bir esin. Strugatskiler’in isterlerse Kafka olabileceklerini ama büyük bir mutlulukla kendi yollarını
çizdiğini gösteren bu kitap, yazılmış en benzersiz satirlerden de biri.
Bilim, büyü ve sosyalizmin bir araya geldiği bir dünyada, kaos ne kadar uzakta olabilir ki?
Pazartesi Cumartesiden Başlar, büyünün çarpım tablosu.