OSMANLI KURULUŞ DİZİSİ SETİ (3 Kitap)
ERTUĞRUL GAZİ VE YİĞİT AKINCILARI
1200’lü yılların başında korkunç bir bela sarmıştı İslam âlemini. Moğollar denen, geçtikleri yerde taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmayan istilacıların önünden kaçan insanlar, bir sel gibi sürüklenmeye başlamışlardı. Oğuzlar göç yollarına zaten alışkındı. Önce Orta Asya’dan çıkıp Maveraünnehir’e gelmişlerdi. Daha sonra da Anadolu’ya, Ahlat’a uzanmışlardı.
Süleyman Şah’ın ölümünden sonra Kayıların başına geçen Ertuğrul Gazi, annesi Hayme Ana ve kardeşi Dündar’la birlikte İç Anadolu’ya uzanan göç yolundaydılar.
Ertuğrul Gazi, doru küheylanın üzerinde kafilenin en önünde ilerliyor, arkasından dünyalık adına denkleştirebildikleri bütün mallarını birkaç at üzerinde toplamayı başarabilmiş olan Kayı Aşireti geliyordu.
OSMAN GAZİ VE YİĞİT AKINCILARI
Osman Bey, babası Ertuğrul Gazi’nin ölümünden sonra komutanların onayıyla Kayıların başına geçmişti. Bu ağır sorumluluğu yerine getirebilmek için gece gündüz çalışıyor, kılı kırk yararcasına bir titizlik gösteriyordu.
Her geçen gün Kayıların hükmettiği topraklar genişliyor, yeni yeni beldeler hakimiyetleri altına giriyordu.
Osman Bey, bir taraftan beldeler fethederken bir taraftan da yeni fethedilen yerlerin şenlenmesini, halkın yüzünün gülmesini istiyordu.
ORHAN GAZİ VE YİĞİT AKINCILARI
Orhan Bey, babasından devraldığı toprakları altı kat genişleterek 95 bin kilometrekareye çıkarmıştı. Kırk bin kişilik ordu kurmuş, beylikten devlete geçişin temellerini atmıştı. Pek çok alanda yeni uygulamalar başlatarak ilkler padişahı olmayı başarmıştı. Ancak artık çok yorulduğunu hissediyor, yaşlı ve yorgun ruhunu dinlendirmek istiyordu. Şehzade Murat’ı huzuruna çağırıp son öğütlerini tembihledikten sonra kuşlar gibi hafifledi. Devleti emin ellere teslim ettiğinin huzuru yüzüne ayrı bir dinginlik vermişti.