Bu kitabı neden eline aldın, bilmiyorum. Belki beni
Youtube’dan tanıyorsun, belki ilk defa karşılaşıyoruz.
Sebebi her ne olursa olsun buradasın. İlk cümleyi okudun.
Artık bu anın geri dönüşü yok.
İçeride karşılaşacağın hikâyeler, benim hikâyelerim.
Daha önce defalarca yaşanan, eşsiz veya benzersiz
olmayan hikâyeler. Anlatmam lazımdı, çünkü
anlatmazsam çatlardım.
Ben Y kuşağına aitmişim; sen Z, onlar C, öbürleri T
Her neysek, çok yorgun bir geçmişin çocuklarıyız.
Bizi kirli geçmişten, kavgalardan, darbelerden korumak
için renkli dünyaların içine attılar. Sorumsuzuz, dünya
umurumuzda değil diye de bizden nefret ettiler. Ne dünya
umurumuzdaydı, ne de biz dünyanın umurundaydık. Mesele
artık kendi meselemizdi. Yaşamak için bir yol bulacaksak bunu
kendi başımıza yapacaktık. Güven mi? Güven kelimesi çoktan
bankalara, sigorta şirketlerine satılmıştı, hem de yok
pahasına İnsana dair birçok kelime çoktan şirketlerin
olmuştu. Herkes güvenilmezdi artık, her an sırtımızdan
vurulabilirdik. Hem tek başımızayız hem paranoyağız.
Sana videolarımda hep dedim ki; kendi cennetini yarat.
Ben o cennete gidene kadar cehennemden geçtim, iyi ki…
Sana kendi hikâyemi olduğu gibi, dürüstçe anlattım;
sen de anlat, başkasına değilse bile kendine anlat diye
Anlat ki rahatla, anlat ki tanış kendinle.