Onca Açlık Varken – Muhsin Kızılkaya
Muhsin Kızılkaya, “Onca Açlık Varken” adlı kitabında, çocukluk anılarından süzülen hikâyeleri, masalları, destanları ve bunların içinde kendine özel bir yer edinmiş yemek bahsini iştah açıcı ama derinlikli bir anlatımla sunuyor. Karlı, soğuk kış gecelerinde soba başında anlatılan o öykülerin arasında bir yerlerde geçen “yemek” anları, onun belleğinde en çok iz bırakan kısımlar olmuş. Çünkü o hikâyelerde anlatılan yemekler hiç yenmemişti… Tadına hiç varılamamıştı…
Açlıktandı!
Kitap; düğünlerden Mir konaklarına, bey sofralarından bir içli köftenin dramatik serüvenine kadar uzanan geniş bir anlatı evreni sunuyor. Kızılkaya, kulak verdiği sözlü anlatılara bir dengbêj gibi ses veriyor; ecinnilerden Nasturilere, ağıtçılardan masalcılara kadar uzanan karakterlerle okuru şaşırtıcı bir yolculuğa çıkarıyor. Her hikâyede açlığın farklı bir yüzünü, insanın hem aç kalışını hem de birbirini yerken gösterdiği “iştahı” gözler önüne seriyor.
“Hikâyeler iştah açıcı değil belki,” diyor Kızılkaya, “ama insanın birbirini yerken ne kadar iştahlı olduğuna dair birer kanıttır hepsi.”
Bu kitap bir yandan geleneksel anlatı kültürüne selam dururken, diğer yandan politik, sınıfsal ve insani açlıkların izini sürüyor. Mizahla trajediyi harmanlayan diliyle “Onca Açlık Varken”, hem damağa hem de zihne hitap eden güçlü bir anlatı.
Buyurun sofraya! Soğutmayalım yemeğimizi!
Muhsin Kızılkaya’nın tüm eserlerine ulaşmak için buraya tıklayın