Teoman Bey’in oğlu Oğuz’un cevaplanmasını istediği tek soru buydu aslında. Ama bu sorunun cevabının başka sorularla birlikte geleceğini bilmiyordu.
Kadim Türk piramitlerini kimler, neden yapmıştı? Burada saklanan sır neydi? İyi ile kötünün, hak ile batılın arasındaki büyük savaşın perde arkasında kimler vardı? Büyük Tufan’dan önce Hz. Nuh’un oğlu Yafes tarafından dövülen kutlu kılıç, çağlar sonra Türk milletinin kaderini nasıl değiştirecekti? Türklere verilen görev neydi ve bu görevi yerine getirebilecekler miydi?
Bu soruların cevabı verildiğinde Ötüken’de kopan fırtına tüm bozkırı saracak!
Kehanetlerin, ihanetlerin, babalar ile oğullar arasında yaşanan kıyasıya mücadelelerin sonucunda dünya yeniden şekillenmeye başlayacak, Tunghular, Yüeçiler ve Çinliler bozkırın yiğit çocuklarını yok etmeye çalışırken Oğuz töreyi yaymak için önce kendi kanından olanlara karşı savaşmak zorunda kalacaktı.
Destanlarımızın başkenti Ötüken’de başlayan macera yine Ötüken’de biterken siz de yeni bir çağın başlangıcına adım adım şahitlik edeceksiniz…
“Tanrı’nın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Tanrı onlara Türk adını verdi. Ve yeryüzüne hâkim kıldı…” —Dîvânü lügati’t-Türk