Tarihte Türkler, Orta Asya’dan başlayarak Asya, Afrika ve Avrupa’nın hatırı sayılır büyüklükteki bölgelerinde, çok uzun yıllar çeşitli devletler adı altında hüküm sürmüşlerdir. Günümüz dünyasında bu topraklar üzerinde onlarca devletler bulunmaktadır. Asırlar boyunca bu kadar geniş topraklar üzerinde yaşamış olan Türkler’in dili olan Türkçe de bu süre içerisinde çeşitli aşamalardan geçmiş, çeşitli dillerle karşılaşmıştır. Özellikle İslâm dininin de etkisiyle Arapça ve Farsça’dan büyük ölçüde etkilenerek, etkilendiği bu dillerden bünyesine çok sayıda kelime almış, böylece Osmanlı Türkçesi adı altında bir dil ortaya çıkmıştır. Bu dil, 1928 yılında gerçekleşen harf devrimine kadar Arap alfabesiyle yazılmıştır.
Asırlarca kullanılan bu dil ile ilim adamlarımız çok sayıda ilmî eserler kaleme almışlardır. Tarihî geçmişleri itibariyle onlarca devleti de ilgilendiren ve Osmanlı Devleti’nin bir nevi hafızası niteliğinde olan arşivlerimizin ve kütüphanelerimizin tozlu rafları Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınmış arşiv belgeleri ve kitaplar ile doludur. Harf devriminden sonra bu eserlerin genç nesillere ulaştırılması çalışmaları olmuşsa da alınan sonuç istenilen düzeyin çok altındadır. Türkçe’mize girmiş olan Arapça ve Farsça kelimelerin sayı ve oranı oldukça fazladır. Hatta bu kelimelerin anlamları zaman zaman kendi dillerindeki anlamlarının dışına çıkarak Türkçe’de yeni anlamları ihtiva etmektedir. İşte bu kelimelerin imlalarını ve anlamlarını doğru anlayabilmek için sözlüklere ihtiyaç duyulmaktadır. Biz de gerek Osmanlı Türkçesi eğitimi alan ortaöğretim, lisans ve lisansüstü öğrencilerinin ve gerekse arşiv ve kütüphanelerde araştırma ve çalışma yapmak isteyen araştırmacıların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bu geniş ve kapsamlı çalışmayı yapmayı uygun bulduk.