Hominids-Insansilar’da Robert J. Sawyer, paralel evrenden bir Neanderthal olan unutulmaz karakter, fizikçi Ponter Boddit’i tanitmisti bize. Boddit, kendisini bilmedigi bir dünyada yabanci haline getiren kuantum bilgisayari deneyi sirasinda, kendi gerçekliginden bizimkine akivermisti.Insansilar ve devami olan Humans-Insanlar adli kitaplarda Sawyer, farkli bir tarih ve toplum görüsüne sahip olan Neanderthal dünyanin sevecen ayrintilarini göstermisti.Simdi ise Hybrids-Melezler’de, iliskilerini sürdürmek için çirpinan Ponter Boddit ile Homo sapiens sevgilisi genetikçi Mary Vaughan’a odaklaniyor. Yasaklanmis Neanderthal teknolojisinin yardimiyla, gerçekligin iki versiyonunu birlestirme umudunun simgesi olacak ilk melez çocugu dogurmayi planliyorlar. Bu sirada, Mary’nin dünyasi, gezegenin manyetik alaninin çöküsünü yasarken, bir muamma olan patronu Jock Krieger, el degmemis bir cennet olan Neanderthal dünyaya dikiyor kiskanç gözlerini.Cinsiyet, inanç ve ask konusundaki yerlesmis fikirlerimizi allak bullak eden ve insan olabilmenin farkli yollari hakkinda spekülasyonlarla dolu olan, Sawyer’in Neanderthal Parallax üçlemesi bir klasik olma yoluna girerken Melezler’le, sasirtici ve provokatif bir sona ulasiyor.