Genç Macbeth, üç korkunç cadıdan almıştı kehaneti. Önce Glamis ve Cawdor Baronu olacak,
ardından kraliyet tacını giyecek ve son nefesine kadar herkesin, emrine tabii olduğu bir hayat
sürecekti. Cadıların sözlerini başlangıçta anlayamayan Macbeth, söylenen baronlukların
gerçekleşmesi ile kral olma hayallerini düşlemeye ve iktidar hırsına düşmeye başladı. Fakat
Macbeth’ten daha hırslı ve güce susamış birisi vardı: karısı Lady Macbeth. Kraliçeliği
düşleyen Lady Macbeth’in planı, bir an evvel kocasını harekete geçirmek ve hakkı olan
krallığı alması için onu kışkırtmaktı. Karşısına bir de fırsat çıkmıştı. Kral Duncan Macbetlerin
şatosunda kalmak istediğini bildirmişti. Lady Macbeth bunun üzerine kocasına hain bir planı
olduğunu ve Kral Duncan’ı tahtından edecek yolu bildiğini söyledi. Asıl macera da işte burada başladı…
Yüzyıllardır değerinden hiçbir şey kaybetmeyen William Shakespeare’nin bu ölümsüz eseri,
hırs, güç, iktidara düşkünlük ve ihanet konusunu işleyen bir oyundur. Bu oyun yükselme
arzusu ve yönetme hırsının akabinde işlenen suçların doğurduğu vicdan azabını dile getirmektedir.