Daha önce Ay Sarayi, Yalnizligin Kesfi, Son Seyler Ülkesinde, Sans Müzigi, Kirmizi Defter, Yükseklik Korkusu (Vertigo) adli kitaplarini yayinladigimiz Paul Auster’in son romani simgesel bir ad tasiyor: Leviathan (Tevrat’taki efsane ejderi). Leviathan, bir kadinin buldugu bir adres defterinden kendisine bir kimlik seçmesiyle basliyor. Ya da birden, hiç beklenmedik, sarsici bir ölümle. Ya da Aaron oturup en sevdigi arkadasi Benjamin Sachs’in öyküsünü anlatmaya baslayinca. Aaron, evliligini kiskandigi, zekâsina hayran oldugu Sachs’in öyküsünü anlatmak istiyor, çünkü Sachs’la ilgili sorusturmayi yürütenler onun için bir öykü uydurmadan önce kendisi dogruyu yakalamak istiyor. Belki bir kaza sonucu balkondan düsen ya da bilerek kendisi atlayan Sachs ortadan kaybolmustur. Arada bir ortaya çikarak deli saçmasi seyler söyleyip sir olur. Ilk kitaplarindan bu yana bize rastlanti ile yazginin toslastigi dünyalar yaratan, insanlardan uzak kahramanlarin ardisira bizi gizemli, yürek burkucu yolculuklara çikartan Paul Auster, bu yedinci romaninda dostluk ve ihaneti, cinsel tutku ve yabancilasmayi konu aliyor. Amerika’nin en özgün yazarlarindan biri olan Paul Auster’dan bir polisiye gerilimine sahip ürpertici, ürpertici oldugu kadar eglendirici, iç gidiklayici ve içten içe yankilanan bir roman.