Kürt Tarihi yayına başladığından bugüne Kürtler ve Kürdistan zor zamanlardan, tarihi eşiklerden geçiyor. Zor zamanların iyice sıklaştığı ve artık yanı başımızda cereyan ettiği bir merhaledeyiz, malum. Kürdistan’ın bir çok şehri, pek çok Kürdistanlı abluka altında hayatta kalmaya çalışıyor.
Şeylerin iyiden iyiye manasızlaştığı bu zor zamanda Kürt Tarihi’nin 22. sayısı hazır. Müşahhas bir dosya konumuz yok bu sayıda. Ancak Kürt tarihinin farklı safhalarına ve çeşitli veçhelerine dokunan pek çok kıymetli yazı var. Fehminaz Çabuk’un “II. Abdülhamid Döneminde Osmanlı-İran Hudut Boylarından yaşayan Kürt Aşiretlerin İltica Meselesi” başlıklı yazısı, Osmanlı-İran sınırında meskun Kürt aşiretlerinin iki devlet arasındaki gerilimin ürettiği imkanları kendi lehlerine kullanmak için yaptıklarını anlatan önemli bir yazı. Kürt aşiretlerinin hareketliliği Osmanlı – İran ilişkilerine genellikle yakıştırılan durağanlık tezinin pek de hükmü olmadığını gösteriyor.
Stefan Winter’in kaleme alıp Metin Atmaca’nın çevirdiği “Osmanlı Suriye’sinde Küçük Kürdistan, 1690-1750” ise bugünkü Rojava’nın, Batı Kürdistan’ın 17. asırdaki durumunu çözümleyen birinci sınıf bir tarih çalışması. Osmanlı merkeziyle Suriye Kürdistanı’nın yerel elitlerinin ilişkisine dair epey malumat içeren kıymetli bir yazı Stefan Winter’inki.
Kürt Tarihi’nin mümtaz yazarlarından Mehmet Bayrak’ın iki yazısı birden yer alıyor bu sayıda. Kitaplarla, arşivlerle, kütüphanelerle haşır neşirliliği herkesçe bilinen Mehmet Bayrak ilk yazısında “ilk Kürt tarihi kitabı” olarak adlandırdığı El Hazreci’nin 13. Yüzyılda kaleme aldığı ve Eyyubi devletinin 1173- 1257 yıllarını anlatan Tarihü’l- Devletü’l- Ekrad (Kürd Devleti Tarihi) başlıklı el yazması kitabını, kitapla karşılaşmasının hoş hikayesini de aktararak tanıtıyor. Bayrak’ın ikinci çalışması ise bir yandan Kürtçe sözlük çalışmalarını tanıtırken beri yanda da Tevfik Vehbi ve C. J. Edmonds’un hazırlayıp 1966’da İngiltere’de yayımladıkları A Kurdish-English Dictionary adlı sözcükle karşılaşma hikâyesini naklediyor.
Mesûd Serfiraz’ın “Osmanlı Dönemi Kürt Basınında Kürt İşçi Sınıfına Dair Haberler” yazısı ise Kürt tarihinin enteresan bir çakışma noktasını inceleyen, Kürt amele ve hamallarının 20. yüzyıl başı Kürt basınında nasıl yer aldığına bakan kıymetli bir çalışma.
Kürt Tarihi’nin velût yazarı Rohat Alakom bu sayıda da Kürt tarihinden enteresan bir şahsiyetin portresini resmediyor. İsveçli gazeteci ve yazar Barbro Karabuda’nın Kürtlerle tanışmasının ve Kürt meselesiyle ilgilenmesinin enteresan ve tabii ki meşakkatli hikayesini, her zamanki ince üslubuyla aktarıyor Alakom.
Son olarak iki de Kürtçe yazı yer alıyor bu sayıda. Seîd Veroj yazısında 19. yüzyıl Kürt entelektüellerinden Abdurahman Nacim, Keyfî ve Hasan Zûhdi’nin, İngiliz Konsolos-Binbaşı Troter ile Kürt kültürü hakkındaki dönemin basınına yansıyan münakaşalarını ele alıyor.
Mem Med’in çalışması ise Ağrı Ayaklanması’na da katılan, Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin kurucularından, valilik de yapan, Celalî Aşireti’nin liderlerinden Şêx Evdilqadir’in hayatını inceliyor.
23. sayının dosya konusu I. Dünya Savaşı’nda Kürtler ve Kürdistan. Katkılarınızı bekliyoruz.
MESUT YEĞEN