ılmaz Güney hakkında şimdiye kadar birçok kitap yazıldı. Kiminin gözünden kabadayı, kiminin gözünden yönetmen, kiminin gözünden yazar, kimimin gözünden ise devrimci Yılmaz Güney… Fakat neredeyse hiçbiri Yılmaz Güney’in son nefesine kadar serencamını yaşadığı, hüzne bulaşan, kederle yoğrulan ve yok sayılmaya çalışılan Kürtlüğüne ışık tutmadı. Mahmut Baksi “Kürt Gözüyle Yılmaz Güney” kitabıyla Güney’in Kürt kimliğine sahip çıkan yönlerini, Kendal Nezan’dan, Şivan Perwer’e kadar uzanan bir tanıklar silsilesiyle ele alıyor, sürgün yıllarında da kimliğine sımsıkı sarılan ve Kürt özgürlük mücadelesinin en candan savunucusu olan Yılmaz Güney’in eksik kalan parçasını tamamlıyor.
Yılmaz Güney’in Kürt Kültür Şenliği ve Newroz Bayramı’nda yaptığı konuşmanın da yer aldığı kitap bir arşiv niteliği taşıyor.
“Dağlarımız, ovalarımız ve ırmaklarımız bizi bekliyor.
Biz bütün ömrümüzü gurbette geçirip gurtbet türküleri söylemek istemiyoruz.
Biz, yiğitlikleriyle destanlar yazmış bir halkız ve önümüzde duran bütün güçlükleri yenecek azme, karalılığa ve koşullara sahibiz.
[…]
Dost ve düşman herkes bilsin ki, kazanacağız… Mutlaka kazanacağız.
Bir köle olarak yaşamaktansa bir özgürlük savaşçısı olarak ölmek daha iyidir.”
Yılmaz Güney