İkinci Dünya Savaşı sonrası düşünce tarihine damgasını vuran kitaplardan biri kabul edilen Kültürlerin Yorumlanması, sadece “kültür” kavramını yeniden tanımlamakla kalmaz, “yorum”un işleyişine, kapsam ve yetki alanına dair yepyeni bir değerlendirme sunar. Geertz, 70’lerde altın çağını yaşayan, yapıları ve belirlenimleriyle sosyolojinin hükümranlığının altını oyar. 1973’te bir araya getirdiği bu makalelerine metodolojik bir çatı kurmak adına ortaya attığı “Yoğun
Betimleme” kuramı sosyal bilimlerde bir paradigma değişimini tetikler.
Din, ideoloji, ritüel, devrim, toplumsal değişim gibi geçtiğimiz yüzyılın büyük problematiklerini bu yöntemle kat eder. Tüm bu büyük kavramların kültürle etkileşimini, toplumun büyük oyununda oynadığı rolü ele alır, soyutu gündelik gerçeklikle iç içe geçirir ve deneyimi teoriyle buluşturan bir zemin inşa eder.
Geertz, okuru Wittgenstein, Gilbert Ryle ve Claude Lévi-Strauss gibi düşünürlerle birlikte Endonezya’nın Java bölgesindeki horoz dövüşlerini izlemeye çağırıyor. Horozlar birbirine girmiş, bahisler oynanmışken; biz de Geertz ile birlikte fantastik toplumsal gerçekliği kuran ve anlamlandıran “derin oyun”unun şifrelerini çözüyoruz.