“Bir daha tesadüfen bile karşılaşmayalım; bu mektup benden size son söz olsun! Benim için dünyada en sevgili varlık olan aşkımız adına rica ediyor ve ricamı tutacağınızı biliyorum. Ben zaten sadece sizi hatırlamakla yaşayacağım ve yeniden buluşabilmemiz için yılların geçmesini bekleyeceğim… Bundan başka ne olursa olsun, bana göre hepsi bir… Ben buna razı olacak, günlük hayatın renksiz ıssızlığına dalacağım. Allah’a ısmarladık! Rüyalarımı güzelleştirdiğin için sana teşekkür ederim; çünkü aklım erdiği günden beri hep seni hayal ettim.”
Kule Saatindeki Kuzgun, Macar Edebiyatı’nın usta kalemi Kálmán Csathó’nun şüphesiz ki en iyi romanıdır. 19. yüzyıl Macar Edebiyatı’nın en büyük romancılarından biri kabul edilen Kálmán Mikszáth’ın izinde yürüyen Csathó, akıcı ve nükteli bir dile sahip olup, kendisinin de içinde bulunduğu Macar asil sınıfını çok iyi kavramış ve resmedebilmiştir. Modernleşme süreciyle birlikte toprağından olan bu sınıf geleneksel yaşam ve düşünce tarzını değiştirmek ve modernitenin getirdiği yeni koşullara uyum sağlamak zorunda kalmıştır.
Roman kahramanlarından biri olan ve can alıcı cazibesiyle etrafındaki herkesi kendine hayran bırakan Laszlo Sivany de aristokratik tavır ve gururundan vazgeçmeyen bir Don Juan’dır. Lenke ise Sivany’i bütün ömrü boyunca büyük bir aşk ve hayranlıkla sevmiş genç bir kadındır. Ancak Lenke’nin büyük aşkına aşılmaz engeller, geçilmez hudutlar mânidir. Sevdiğiniz insana kavuşmak için neler yapabilir, aşkınız için ne kadar ileri gidebilirsiniz? Macar asil sınıfının tarihsel dönüşümünü arka planına alan bu sürükleyici roman sayesinde kendinize bu soruları soracaksınız.