Kötü Çocuk
Siyahın içindeki beyaz noktanın başlangıç hikayesi…
Kayla, on yedi yaşına girdiğinde, ilk kez gördüğü babasıyla, yabancı bir şehre taşınır. Bu yeni şehirde yaşadığı zorluklar karşısında, hiç beklemediği bir çocuk hep yanında olur. Meriç, etrafına ördüğü sağlam duvarlar arasında yaşayan, yalnızlığı seçmiş bir çocuktur. Kayla ilk kez bir erkeğe güvenir. Meriç’in sırlarla dolu hayatı onu düştüğü karanlığın derinliklerinden yukarıya çekerken, yanlışlar doğru gözükür. Ta ki Kayla, isminin anlamına yakışır bir şekilde yaşamadığını fark edinceye dek…
Güvendeydim! Güvende olduğuma inanamıyordum ama güvendeydim işte. Bu kolların arasında kimsenin bana zarar veremeyeceğini biliyordum. Sigaranın gömleğine sinen yoğun kokusunu alırken, hızla uzaklaşan ayak seslerini duydum. Sonunda sadece fırtınanın sesi duyulmaya başladığında, belimdeki eller dirseklerimi tuttu. Beni kendinden uzaklaştıracağını anlayıp ona sıkıca sarıldım ve tutmakta olduğum gözyaşlarımı serbest bıraktım. Hamlem işe yaradı. Dirseklerimden vazgeçip, ellerini tekrar belime doladı. “Korkma artık. İyisin,” diye fısıldadı bir süre sonra. Beni rahatlamak ister gibiydi. Korkmuyordum. Ona neden güvendiğimi bilmiyordum ama onun yanında korkmuyordum.
Kötü Çocuk 2
“Siyahın içindeki beyaz noktasının silik hikayesi…”
Kayla ve Meriç’in beklenmedik şekilde başlayan ilişkileri, aile sırlarının ortaya çıkmasıyla daha da derinleşir. Meriç herkesten gizlemeye çalıştığı geçmişinin kapısını Kayla’ya açmıştır ve onun hep yanında olmasını ister.
Meriç kendi aile sorunlarıyla boğuşurken, Kayla’nın onu değiştirdiğine inanıp, iyi ve kötü arasında denge kurmaya çalışır. Kayla ise Meriç’in daha derin bir karanlığa düşmemesi için, ondan ayrılmaya karar verir.
Meriç’ten uzaklaştıkça hatalar yapan Kayla’nın hayatında iyi olan tek şey, anne ve babasıyla birlikte yaşayamadıklarını geç de olsa gerçekleştirmesidir.
Kaçmaya çalıştıkça daha şiddetli birbirlerine çekilen Siyah ve Beyaz.
“Sen tuhaf bir çocuksun, Meriç Tuna… Ve ben seni seviyorum.”
Kötü Çocuk – 3
Siyahın içindeki beyaz noktanın acı hikayesi…
Yeni arkadaşlıklar, farklı yakınlaşmalar, dengelerin değiştiği bir yaz tatili…
Atahan Koleji’nin son sınıf öğrencileri, hayatlarının sınavına hazırlanırken, ailelerinin çizdiği gelecek planına uymakla, kendi kimliklerini bulmak arasında kalırlar.
Kayla ise, yoğun ders programının yanı sıra on sekizinci yaşına girecek olmanın gerginliğini yaşamaktadır. Meriç’le ilişkileri belli bir düzene girmiş olsa da, aniden ortaya çıkan çocukluk arkadaşı, Kayla’nın kendisini güvensiz hissetmesine sebep olur. Giderek içine gömüldüğü karanlığın bir gün onu terk edeceğine inanmaya başlayan Kayla, tüm yaşamını değiştirecek bir karar vermek üzeredir.
Ailelerine benzemek istemeyen ama daha fazlasını da hak etmediklerini düşünen iki genç, hata yapmadan ilerleyebilir mi?
Meriç ve Kayla’nın birbirlerini bulma hikayesi daha yeni başlıyor…
Acı, daha önce hiç bu kadar tanıdık gelmemişti.
“Sen kaybolmuş her ruhun umudusun.”
Kötü Çocuk – 4
Siyahın içindeki beyaz noktanın vedası…
Neredeyse ölmek bir şey değiştirmez. Kayla dünyaya gözlerini yeniden açtığında her şey eskisi gibiydi. Bocaladığında onu ayağa kaldıracak arkadaşları ve ailesi vardı. Ta ki yeni bir hata yapana dek…
Üniversite yeni arkadaşlıklar doğurdu. Yetişkin olma yolunda karşılaşılan zorlukların yanında bazıları hata yapmaya devam etti, bazıları gerçeklerin farkına vardı. Bu sefer attıkları adımlar ve aldıkları kararlar onlara gerçek arkadaşlığı öğretti.
Bazen ruhunu biri parçalar, bazen de bunu kendine sen yaparsın. Kayla ve Meriç’in önce kendilerini iyileştirmeleri gerekiyordu. İkisi de bunu farklı yollardan denedi.
Aile olmaya çalışan iki farklı evde, iki çocuğun hikayesi…
“O zaman turuncu umudumuz olsun, baş belası.”