Kara, çekik gözlerini uyku almis, aç ogul
On iki ince kemigin kirilmis Bogaç ogul
Tatli canin seyrandaymis yakala ki gitmesin
Azrail atina binip dünyayi terk etmesin
Öz gövdende canin varsa ogul haber ver bana
Kara basim kurban olsun, feda olsun yoluna
Kazilik Dagi, sularin
Akarken akmaz olsun
Bagrinda biten otlarin
Çikarken çikmaz olsun
Oguz gülün, nevruz gülün
Kokarken kokmaz olsun
Geyiklerin tasa dönsün
Sekerken sekmez olsun
(…)
Beri gel sütünü emdigim ana
Kazilik Dagi’nin günahi yoktur
Beddua eyleme bosu bosuna
Kazilik Dagi’nin günahi yoktur
Akan sularindan kemlik görmedim
Biten otlarindan bela dermedim
Aslana, kaplana firsat vermedim
Kazilik Dagi’nin günahi yoktur
Geyigi taslarda seker sessizce
Tavsani korkarak çikar sessizce
Bir deresi vardir akar sessizce
Kazilik Dagi’nin günahi yoktur
Dede Korkut Oguznamesi, on iki hikâye ve bir mukaddimeden olusur;sözlü halk edebiyatinin en önemli temsilcisi olan bu destansi hikâyeler 15. asrin sonlari ile 16. asrin baslarinda yaziya geçirilmistir. Oguzlarin yasayis sekline, gelenek göreneklerine dair bilgiler, diger kavimlerle yaptiklari mücadeleler, han ve beyler hakkinda methiyeler, kahramanliklar, hikmetli sözler, tarihimizin bu merak edilen dönemine dair ayrintili bilgi saglarken ayni zamanda bunlarin anlatim gücü, söyleyis incelikleri bakimindan hâlâ etkisini korumasi bu eseri hem Türk hem dünya edebiyati için çok kiymetli yapmaktadir.
Bogaç Han, Beyrek, Deli Dumrul, Bayindir Han gibi Oguz beylerinin ve kahramanlarinin baslarindan geçen olaylar sürükleyiciligi ve anlatilis biçimiyle okuyucuyu kendine çeker. Eserin orijinalinde nazim ve nesir bir arada verilmistir. Yazarimiz Kenan Çarboga ise “Korkutname”de, bes hikâyeyi tamamen hece ölçüsü kullanip nazim hâlde yeniden ele alarak Türk edebiyatina degerli bir katkida bulunurken, edebiyat severlerin keyifle okuyacagi bir eser meydana getirmistir.