Meredith ve Nina Whitson birbirine taban tabana zit karakterlerdeki kiz kardeslerdir. Biri evde kalip çocuklarina bakmis ve aile isinin basina geçmis, digeriyse hayallerinin pesinden gidip dünyayi gezmis ve ünlü bir foto muhabir olmustur. Ancak sevgili babalari hastalandiginda bu birbirine yabanci iki kadin, kendilerini yine bir arada, simdi bile kizlarina herhangi bir avuntu vermeyen, asiri mesafeli anneleri Anya’nin yaninda bulacaktir. Anneleriyle aralarindaki tek bag, onun, çocukluklarinda bazi geceler kizlara anlattigi bir Rus masalidir.Ölüm dösegindeki babalarininsa, hayatindaki kadinlardan son bir arzusu vardir. Anya kizlarina bir masal anlatacaktir; yillar önce basladigi ama hiç bitirmedigi o masali. Hem de bu kez sonuna kadar.Bu masal daha önce duyduklari hiçbir seye benzememektedir; altmis yildan uzun bir zamani kapsayan, savas magduru Leningrad’da baslayip günümüz Alaska’sina kadar uzanan, sürükleyici, gizemli bir ask hikâyesi. Nina’nin gerçegi açiga çikarma konusundaki saplantisi, onlari annelerinin geçmislerinde, ailelerini tümüyle sarsacak ve tamamen degistirecek bir sir ögrenecekleri, beklenmedik bir yolculuga sürükler.Ilk sayfasindan son sayfasina kadar büyüleyen Kis Bahçesi, hem epik bir ask hikâyesi hem de yasamlari kesisen kadinlarin detayli bir portresi olmasi bakimindan nadir bulunur bir eser. Ilham verici siirsel yazimiyla, son sayfa okunduktan uzun süre sonra bile okuyucunun aklindan çikmayacak.“Okuyucular, anne ve kizlar yakinlastikça hem gülmekten hem de aglamaktan kendilerini alamayacaklar.”-Publishers Weekl