Kürt hareketinin bilime ihtiyacı çok büyüktür. Kürdistan’ı, Kürt toplumunu kavramak için çok yoğun bir çaba içinde olanları vardır. Kürt hareketi, demokrasi, özgürlük, eşitlik, hukuk, hukukun evrensel ilkeleri, bağımsızlık, ulusların eşitliği, ulusların kendi geleceklerini belirleme, insan hakları vb. Kategorilerin bilincine varma ve bunları kazanmaya çalışmaktır. Bu kavramların ete-kemiğe bürünmesi, toplumsal, siyasal ve kültürel akımlar olarak güçlenmesi, yaşama geçmesi, Kürt hareketini ilerleten önemli bir dinamik olmaktadır.
Resmi ideoloji ise bu kavramların içeriğini boşaltmak, temel toplumsal ve siyasal süreçleri çarpıtmak, bunların gücünü azaltmak ve etkisiz kılmak için elinden geleni yapmaktadır. Devleti, düşüncede ve uygulamada çifte standartlı kılan bu tutumun, resmi ideolojinin doğal bir sonucu olduğu çok açıktır. Buysa, bu kavramları kirletmekten başka bir sonuç doğurmamaktadır. Kürtlere ve Türklere yaklaşımda, her zaman, farklı farklı ölçütler kullanılmaktadır. Üniversite, yargı organları, yasama organı, basın, siyasal partiler, kamu yönetimi bu kavramları kirleten başlıca güç odakları olarak belirmektedir.
Gerilla mücadelesi, gerek Kürdistan’da, gerek Türkiye’de toplumsal ve ekonomik yapıları, siyasal kurumları, değer sistemlerini yoğun bir şekilde etkilemektedir. Kürt toplumunda çok büyük siyasal ve toplumsal değişmeler oldu. Geleneksel toplum yapısı hızla değişiyor, çözülüyor. Toplumsal değerler, ahlaki değerler alt-üst oldu; modern değerler oluşuyor. Siyasal kültür gelişiyor. Kürt toplumu kendi ulusal kimliğine sahip çıkıyor, özgürleşiyor. Kürt insanları arasında, toplumda, duygu ve düşünce olarak uluslaşma gelişiyor. Kürt insanları artık geçmişlerini daha ciddi anlamak ve kavramak istiyorlar, ulusun ve ülkenin bölünmesini kavramaya çalışıyorlar. Ansiklopedi karıştırıyor, arşivlerde incelemeler yapıyor, konferanslar düzenliyor, sanatsal etkinlikler ve kültürel değerleri ile kendini donatmaktadır, zenginleşmektedir.
(Tanıtım Bülteninden)