“Farklı kıtalardan ve zamanlardan gelen tüm peygamberler Tanrı arayışlarında başarıya ulaştılar” diye yazıyordu Paramahansa Yogananda Kutsal Bilim’in Önsözünde. “Gerçek aydınlanma durumuna yani nirbikalpa samadhi’ye giren bu azizler, tüm isimlerin ve biçimlerin ardındaki En Yüksek Gerçekliği anladılar. Onların bilgeliği ve ruhani rehberliği dünyanın kutsal kitapları oldu. Kullanılan sözcüklerin türlü kisveleri altında dıştan farklı gibi görünseler de, bu kitapların tümü de –kimisi açıkça ve ortada, kimisi de gizlenmiş veya sembolik olarak- Ruhun aynı temel doğrularını ifade etmektedir.
Swami Sri Yukteswar, Hıristiyanlık ve Sanatan Dharma’nın kutsal yazıları arasında altta yatan birliği fark etmek için gereken tüm donanıma sahipti. Kutsal metinleri zihninin lekesiz masasına yatırıp, sezgiye dayanan akıl yürütmenin neşteriyle derinlemesine incelemeyi ve bilginlerin yaptıkları eklemeleri ve yanlış yorumlamaları, peygamberler tarafından başlangıçta açıklanan doğrulardan ayırmayı başardı”.
Kutsal Bilim, Hindu ve Hristiyan kutsal yazılarında birbirine paralel giden bölümleri inceleyerek, Doğu ve Batıdaki büyük dini öğretilerin temelinde yatan birliği göstermektedir. Bu kitapta Sri Yukteswar, eşi görülmemiş bir bilgelik ve muhakeme yeteneğiyle; bilincin, enerjinin ve maddenin, yani “hayat” diye adlandırdığımız tüm deneyimler spektrumunun evrensel gelişimini açıklamaktadır.
Yazar ayrıca insan ve evrenin tamamen bütüncül bir açıdan ele alınmasında yardımı dokunacak güvenilir bir temel sağlamakta ve bu bakış açısının beden, zihin ve ruhta doğal yaşamın ilkelerini nasıl desteklediğini göstermektedir. Dinin en derinlerdeki doğruları üzerinde kök salan bu görüş, insanın bilincinin genişlemesinde etkin olan fiziksel, zihinsel, ahlaki ve ruhani ilkeleri betimleyerek, günlük yaşamda da uygulanabilecek pratik tavsiyeler sunmaktadır.