Hepimiz bir seyleri seçmekle baska seyleri kaçirdigimiz hissine kapiliriz zaman zaman. Bir hayati seçmekle baska hayatlardan mahrum kaldigimizi düsünürüz. Psikanalist ve yazar Adam Phillips’in kitabinin adi bu kaçinilmaz ve içinden çikilmaz duruma atifta bulunuyor. Ama kitabin konusu bununla sinirli degil: Her zamanki incelikli ve özgün bakis açisiyla Phillips, temel insani duygu ve tecrübelerden bazilarini mercek altina aliyor. Küçüklügümüzden beri yakindan tanidigimiz hüsran neden kaynaklanir? Askla hüsran arasinda nasil bir iliski var? Peki ya tatmin? Arzulanan seye ulasmak tatmin getirir mi, yoksa olasi bir tatmini sonsuza dek yok etmekten baska bir ise yaramaz mi? Gerçek bir tatmin mümkün mü? Neden illaki bir seyleri anlamak, kavramak isteriz? Kavrayamamak neden bir dislanmislik ve küçük düsme duygusu verir? Kurallari ihlal etmenin yanimiza kâr kalmasindan keyif almamiz bizim hakkimizda ne söyler? Nasil olur da yasamadigimiz deneyimler hakkinda, yasadigimiz deneyimlere kiyasla daha çok sey biliyormus gibi görünürüz? Bu ve benzer sorular üzerine kafa yorarken Phillips, basta Shakespeare ve Freud olmak üzere edebiyatin ve psikanalizin önde gelen isimlerinden faydalaniyor ve ele aldigi eserlere taze bir soluk getiriyor.